Mahşer, post-apokaliptik bir dünya tasviri sunarak, izleyicileri zaman ve mekan tanımayan bir kurgunun içine alıyor. Yönetmen, karakterlerin içsel çatışmalarını ustaca yansıtarak, ölüm ve yaşam arasındaki dengeyi sorgulayan bir senaryo ortaya koyuyor. Film, görsel efektler ve sinematografik öğelerle dolu sahneleri ile dikkate değer bir görsellik sunuyor. İzleyiciler, insanlığın karşılaştığı felaketleri ve bu felaketler karşısında verdiği mücadeleleri gözlemleyerek derin bir empati hissediyor. Mahşer, görünmeyen tehditler ve insanın en karanlık tarafları üzerine düşündürücü bir anlatım sunuyor.
Mahşer filminde güçlü bir oyuncu kadrosu yer alıyor. Başrol oyuncusu Berkay Ateş, hayatta kalmaya çalışan Yasin karakterine hayat veriyor. Yasin, içsel bir çatışma yaşarken, izleyicilere yoğun duygusal anlar yaşatıyor. Filmin diğer önemli oyuncuları arasında, Zeynep Tokuş bu mücadelede Yasin'in en yakın arkadaşı rolündeki Selin'i canlandırıyor. Ayrıca, veteran oyuncu Haluk Bilginer, kıyametin gözle görülür hali olan Ezgi karakterini canlandırarak, filmde önemli bir derinlik katıyor. Tüm bu karakterler, çeşitli kişisel geçmişleri ile ortak bir amaç uğruna mücadele ediyor.
Mahşer, insanın içindeki karanlığı ve hayatta kalma içgüdüsünü ön plana çıkarıyor. Film, bireylerin felaket gibi durumlara nasıl tepki verdiğini ve bu süreçte birbirleriyle olan ilişkilerini sorguluyor. Ana mesajı, insanlığın hataları ve geleceğe yönelik umut arayışıdır. Her karakterin hikayesi, izleyicilere kendi yaşamlarının sorgulatmasını sağlarken, ortak bir insanlık hikayesi anlatıyor. İyiliğin ve kötülüğün savaşımı, umut ve umutsuzluk arasındaki geçişkenlik, Mahşer filminde derinlemesine işleniyor.
Mahşer, başarılı bir görsellik sunarak, geniş açılı çekimler ve yoğun duygusal sahnelerle doludur. Renk paleti, kurgunun karanlık atmosferini desteklerken, müzik düzenlemeleri de izleyicilerin duygusal yolculuğunu güçlendiriyor. Sinematografik detaylar, hayatta kalma mücadelesinin zor koşullarını gerçekçi bir şekilde yansıtıyor.